Bir zamanlar zen öğretilerini öğrenmek isteyen bir profesör, üstat Nan-in’i ziyaret eder.
Üstat, ''Bunları bir çay içerek konuşalım'' der.
Ancak bir sorun vardır. Zen ustası, bardak dolduktan sonra bile çayı dökmeye devam eder.
Ziyaretçi şaşırır, ne yapacağını bilemez ve sonunda tepki gösterir: ''Üstadım! Bardak doldu, daha fazla çay alamaz…''
Zen Ustası sakin bir şekilde cevap verir:
''Sen de tıpkı bu bardak gibi kendi fikir ve görüşlerinle dolusun. Eğer bardağını boşaltmazsan sana hiçbir şey öğretemem.''
''Git bardağını boşalt, öyle gel.''
Yüzyıllık hikayedeki bu bardak, bugün neredeyse hepimizin zihnini temsil ediyor.
Zihinlerimiz zaten dolu, ancak buna aldırış etmeden ve bize etkilerini düşünmeden hala onu çeşit çeşit dikkat dağıtıcılarla ve medyadaki boş içeriklerle doldurmaya devam ediyoruz.
Düşünsenize, günde 70.000 düşünce geçiyor beynimizden. Biraz olsun dinlenmesine izin vermiyoruz.
Bu yüzden odaklanamıyoruz, bu yüzden bilinç bulanıklığı yaşıyoruz.
Ancak bir noktada zihnimizi tüm bu kaostan ve kafa karışıklığından arındırmamız gerekiyor. Bardağı boşaltmamız ve onu besleyici, doyurucu bir çayla sakince doldurmamız gerekiyor.
Çünkü bulanık ve odaklanamayan bir zihinle, ne işimizin ne de ilişkilerimizin hakkını verebiliyoruz.
Peki zihnimizi boşaltmak ve yenilemek için neler yapabiliriz? Zihinsel minimalizm için en etkili yöntemler nedir, şimdi onlara bakalım.
1. Beyninizi İndirin.
Beyin indirmek derken? O da ne diyor olabilirsiniz.
Tıpkı bir bilgisayar dosyası gibi beyninizin içindekileri download etmelisiniz. Ve bu, zihninizi dağıtmanın en kısa ve en etkili yollarından birisi.
Her gün yatmadan önce veya kendinizi bunalmış hissettiğinizde uygulayabilirsiniz.
Tek ihtiyacınız olan bir kalem ve kağıt. Aklınızdan geçen her şeyi yazmanızı (kağıda download etmenizi) öneriyoruz.
Yapılacaklar, endişe duyduğunuz şeyler, birinin sizin hakkınızda söylediği kötü sözler veya yaklaşmakta olan önemli bir olay olabilir.
Üzerinde fazla düşünmemeye veya yazdıklarınızı düzeltmemeye dikkat edin. Sadece kağıdın üzerine akmanız gerekiyor.
Bu basit bir uygulama, ancak beyninizdeki dağınıklığın kağıda nasıl yüklendiğini göreceksiniz.
Onları orada, düzenli bir halde, gözünüzün önünde gördüğünüzde endişeleriniz giderek azalacak. (Araştırmalar, yapılacakları yatmadan önce yazmanın oldukça faydalı olduğunu gösteriyor.)
Kendinizi yenilenmiş, sakin ve hayatla mücadele etmeye hazır hissettiğinizde listenize geri dönün.
2. Yürüyün ve Konuşun.
Yürümenin, zihnimizi temizlemede çok etkili olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. Ancak ‘’yürü ve konuş’’ tekniği bunu daha da güçlendiriyor.
Fikir basit:
Yürüyüşe çıkın ve bu sırada müzik veya podcast dinlemek yerine zihninizi dinleyin ve herhangi bir düşüncenizi sesli kaydedin.
Mesela aklınıza uzun süredir çözemediğiniz bir sorun veya ilgi çekici bir düşünce geldiği anda bir ses kaydı başlatın. (Çoğu telefonun bunun için entegre bir uygulaması olur. “Ses Kaydedici” veya “Sesli Notlar” olarak aratabilirsiniz.)
Aklınıza ne geliyorsa konuşun. Tıpkı yazarken olduğu gibi çok düşünmemeye çalışın. İlk başta garip gelecek ama merak etmeyin, gittikçe kolaylaşacaktır. Yanınızdan geçenler sizi telefonla konuluyor zannederler, endişelenmeyin :))
Bu kayıtları sonrasında gözden geçirip geçirmemeniz de önemli değil.
Önemli olan kendinizle dürüst bir konuşma yapmanız, zihninizin derinliklerindeki endişeleri kazmanız ve yeni bakış açıları kazanmanız.
Bunu yaptığınız günler ne kadar verimli ve üretken olduğunuza inanamayacaksınız.
3. Doğru Soruları Sorun.
Eğer her daim endişeli bir insansanız, her zaman bir şeylerin ters gideceğine, bir hata yapacağınıza dair düşünceleri zihninizden atamıyorsanız kendinize doğru soruları sormuyorsunuz ve yavaş yavaş hayatınızı karartıyorsunuz demektir.
Muhtemelen kendinize sorduğunuz sorular şunlar:
Neyi yanlış yaptım? (Geçmiş)
Neyi yanlış yapıyorum? (Şu an)
Ya her şey ters giderse? (Gelecek)
Elbette, böyle düşünmek zaman zaman önemli olabilir. Başarısızlıktan ve dikkatli olmaktan çok şey öğrenebiliriz.
Ancak araştırmalar, yanlış gidebilecek her şeyi düşünürsek, başarısız olma ihtimalimizin arttığını gösteriyor. Ve unutmamak lazım ki; olumsuz düşünceler büyük miktarda zihinsel enerji tüketiyor.
Peki ne yapmak gerekiyor?
Ne zaman kendinizi olumsuz düşüncelerle boğuşuyor olarak bulursanız, bunların yanlış sorular olduğunu kendinize hatırlatın ve sorularınızı değiştirin:
Neyi doğru yaptım?
Neyi doğru yapıyorum?
Her şey yolunda gittiğinde yaşamım nasıl dönüşür?
Bu, başarısızlıklarınızı inkar etmekle ilgili değil, kazanımlarınızı tanımakla ve hayatınızın iyi yanını görmekle ilgili.
Zihniniz Temiz ve Bardağınız Boş, Peki Şimdi Ne Olacak?
Bu çok önemli bir an çünkü birçok insan aynı eski kötü alışkanlıklara geri dönüyor ve tüm yatırımları boşa gidiyor.
Zihninizi beslediğiniz girdileri sürekli sorgulamalı ve sizi büyüten, genişleten girdileri seçmelisiniz. Bu, zihinsel berraklığınızı arttıracak en önemli ve en etkili yöntem.
Tabii ki hayatınızdan tüm zevkleri uzaklaştırmanız gerektiği anlamına gelmiyor. Ara sıra Netflix içeriklerine dalmakta veya sosyal medyada ekran kaydırmakta sorun yok. Burada önemli olan doz.
Her şey zihninizin bekçisi olmakla ilgili aslında. Bardağınızın sınırlı bir boyutu olduğunu unutmayın ve onu dikkatle doldurun.
Üstelik bunun devam etmesi gereken bir süreç olduğunu unutmayın. Bardağınızı iyi hissedene kadar birkaç kez boşaltıp yeniden doldurmanız gerekebilir.
Zihinsel minimalizm her zaman kolay değil, ancak net ve temiz bir zihne sahip olmak hayattaki en ödüllendirici şeylerden biri.
Yukarıdakileri uygulamayı başardığınızda,
Daha az stresli hissedeceksiniz.
Odaklanma beceriniz gelişecek.
Yeni alışkanlıklar edinmeniz kolaylaşacak
Daha şefkatli olacaksınız.
Daha doğru kararlar almaya başlayacaksınız.
Yaptığınız şeyleden daha çok keyif alacaksınız.
Hedeflerinize ulaşmak için daha fazla zamanınız olacak.
Sevdiğiniz şeyleri yapmak için daha fazla enerjiniz olacak.
Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayı bırakacaksınız.
Genel olarak çok daha mutlu ve huzurlu olacaksınız.